İşte tam istediğim bir şey. Buğday tarlalarının yanında bir kulübe. Dışı kır beyaz renginde olsun. Verandasında sallanan bir salıncak. Küçük şöminenin karşısında yağmurun sesiyle uyumak. Sabah kalktığımda o buğday tarlasının içinden geçip kasabaya doğru yürümek. O kadar güzel hayal ki... Şimdi olmasını o kadar çok istiyorum ki. Seneler sonra ve ya sabret işini alınca değil. Anlamadığınız tek şey bu işte. Şimdi olmalı, şimdi buna ihtiyacım var... Hayatım, hayatlarımız o kadar çok monoton ki. Nasıl yaşıyoruz? Belli bir amaç olmadan ne kadar berbat. Hele ki o amacı kaybettiğin zaman. Sadece gitmek istiyorum. Nereye olduğu önemli değil. İnsanlar hiçbir zaman son vedayı anlamaz. Bakarlar öyle.
Sadece bir umut istemiştim. Sevgimin yarattığı sonuçların mutluluğunu yaşamak isterdim. Hepsi ölüyor, gün be gün... Bunlar geri filizlenmeyecek yada yerine geri gelmeyecek. Kimse bilmiyor. Bu dünyada ki her insandan nefret ediyorum. Hoş kendime de akıllı demiyorum zaten. Bir kalbim var o kadar. Başka ne gelir ki ? Yalnızlığımı hiç ama hiç söylemiyorum bile. Çok yorgunum.
Gitmem gerek. Neresi olursa olsun fark etmez. Gitmeliyim. Yoruldum. Gitmek istiyorum.